Cinlikuyu, İzmit, 23-26 Mart 2019
Geziye Katılanlar: Beliz Aydın, Halil Habip Atıcı, Atakan Gülbahar, Muhammed Enes Avukat, Serkan Boynueğri, Eren Kenan, Mahmut Ebrar Açık, Aleyna Cingöz, Muhammed Bekir Kabasakal, Ezgi Özgen, Umut Akbaş, Sedat Delen, Yunus Emre Karaoğlan, Mert Koca, Türker Türkyılmaz
Matematik sınavından çıkan insanlar koşarak kulübe geldiler. Şoförün çoktan gelmiş ve malzemelerin otobüse yerleştirilmiş olduğunu görmek eminim onları çok mutlu etmiştir. Her ne kadar Aleyna ısrarla Türker’i otobüsten attırmaya çalışsa da herkes sonunda otobüse yerleşti. Yorucu olmayan ve rahat bir yolculuk geçirdik. Bazı insanlar uyurken bazıları otobüsün arkasında mobil oyun turnuvası düzenliyordu. Ayrı ayrı takılmak yerine hep beraber bir şeyler oynayalım dedik ve tabu oynamaya başladık.
Oyunun en heyecanlı anlarına doğru otobüsün birden fren yapmasıyla hepimiz öne savrulduk. Hepimizin gözünden acaba otobüs mü bozuldu surusu okunuyordu. Ama asıl olayın şoförün yolda daha önce görmediği büyüklükte bir kurbağa görmesi olduğunu öğrendik. Şoför daha önce böyle bir ‘’yaratık’’ görmediğini ve fotoğrafını çekmek için otobüsü geri geri çekeceğini söyledi. Bu noktada otobüsün 46 kişilik olduğunu da tekrar belirtmek istiyorum.
Şoför abinin bu ilginç tepkisi üzerine herkes kampta gördüğü ilginç canlılarla ilgili anılarını anlatmaya başladı. Bunun üzerine “Siz nasıl yerlere gidiyorsunuz yahu neler yapıyorsunuz?” gibi yorumlar almamız kaçınılmaz oldu. Kamp alanına vardığımızda otobüsü sadece eşyaları indirdiğimiz kısa süre içinde görebildik. Muhtemelen adam bir daha bir doğa sporları kulübünü herhangi bir şekilde aracına almayacak. İş birliği içinde her şeyi hallettikten sonra ateş yaktık ve ateş başında oturduk, heyecanlı bir geceydi. Millet ataş başında oturup muhabbet ederken biz çadırda 5 kişi parti veriyorduk (çadır 2 kişilik (ve bagajsız)) fakat Efe çadırı bastı. Bizi uyardığını ve dakikalardır biz seslendiğini falan iddia ediyordu ama biz hiçbir şey duymamıştık. Paşa paşa azarımızı da yedikten sonra diğer insanların ruhsal sağlığı için partiyi sona erdirme kararı aldık ve uyuduk. Sabah olduğunda Yunus’un döşeme ekibini kaldırması gerekiyordu fakat tüm gece uyuyamayıp uyanması gereken saatten 10 dakika önce uyuyakalmasından dolayı yarım saat geciktiler. Kahvaltı hazırlamaya başladık ve geç de olsa shifti mağaraya uğurladık. Mağara girişi kamp alanından gözüktüğü için onları uzaktan da olsa izleyebiliyorduk. Aleyna bütün gün kampta ne yapacağım ben diye huysuzlanırken Efe ile beraber salıncak yapmaya karar verdiler.
Hayatımda gördüğüm en sanatsal salıncaktı. Sonradan öğrendiğime göre Efe mimarlığı bırakmadan başyapıtını yapmak istemiş. Birkaç test denemesinden sonra hepimiz sırasıyla sallandık. Aleyna yine bir ara yok oldu. Sonradan anladık ki yine her zamanki gibi UYUMUŞ. Akşama doğru Efe, Atakan, Halil şarkı söyleme oyunu oynamaya başladılar. Efe sağolsun bizi Yıldız Tilbe’den soğuttu. Bekir çadırların orada güneş altında manzara önünde kitap keyfi yapıyordu. Yağmur yağmadığı için parsık mağarasına girmek üzere ekip planları yapıldı. Kısaca rutin bir gündü. Ertesi gün toplama ekibi girdi. Parsık mağarasına ilk ekip de girdi ve çıktıklarında hepimiz Yunus’un içerde ufak bir kaza geçirmiş olduğunu öğrendik. Kendini bir ara soğuk suda bulmuş. Çıktığında bu olayı gülerek anlatıyordu.
Sonraki girecek olan ekip bizdik. Ben Parsık’a gireceğim için heyecanlıydım. Girdiğimde ileride büyük bir korku sardı beni kafam tavanda yüzüm sudaydı ve sürünerek ilerliyorduk. kendimi sıkışmış gibi hissettim ama sonra şelaleye geldik ve etrafımız genişledi. Şelaleyi geçmek üzere ona doğru gitmiştim lakin su hızlı aktığı ve suratıma gelip nefes alamayacağımı düşündüğüm için bir anda korku sardı. Geçemeyeceğimi anlamıştım. Eren’den yardım istedim ve Eren beni sırtına alarak yukarı uzattı. Mahmut’un da yardımıyla çıktım. Mağaranın sonunda karşılaştığımız manzara çok güzeldi. Çok yüksekten şelale akıyordu. Dinlenip çıktık. Çıkarken her şey daha kolaydı. Kendimi birden dışarıda buldum ( kamptan eve dönünce bileğimden dizime kadar bacağım morarmıştı sanırsam fazla sürünmüşüm). Akşam olduğunda her zaman kamplarda olduğu gibi yemekler ve oyunlar başladı. Yemek fikri olarak mantar sote ortaya atıldı ama akşam yapmak çok zor geldiği için sabah yemeyi tercih ettik.Tabi boş dururken birden Eren ve Yunus çiğ köfte harcı aldıklarını hatırlayıp çiğ köfte yapmaya başladı. Çiğ köfte için her şeyi tamamladıktan sonra Yunus çiğ köfteyi yoğurmaya başladı. Herkes sanki sabahtan beri bu anı bekliyormuş gibi birden hep bir ağızdan kamp ateşinin etrafında nemrudun kızı şarkısıyla ona eşlik ettik. Kısaca ateş başında sıra gecesi yaptık. Çiğ köftenin suyunu fazla koymuş olsalar gerek, kendisi biraz vıcık vıcık oldu. Bunu insanlara anlatmaya çalıştım ancak farkettim ki insanlar yıllar sonra kampta çiğköfte görmenin şaşkınlığı ve mutluluğuyla durumu umursamıyordu.Ve belirtmek istiyorum tahmin ettiğimden güzel olmuştu. Kulaktan kulağa oynayalım dediler. Her ne kadar bazılarımız bunu oynamak istemese de oynanmaya başladı. Cümleler, kelimeler çok farklı anlaşıyor ya da bilerek değiştiriliyordu. Tam oyunu oynarken Umut’un doğum gününü kutlamak için Atakan, Aleyna’nın kulağına çok güzel cümle kurmuştu ki cümlenin bitişi Umutta olup herkesin ağzını açık bıraktı. Daha sonra vampir köylü oynamaya başladık ve herkes benim bu oyunda çok ama çok kötü olduğumu anlayınca (birkaç oyunda sona kalıp köylü olduğum halde vampir öldürüp yenme şansım varken köylü öldürüp vampirlere yenildik) beni bir daha oynatmama kararı almışlar. Bu beni üzdü mü? Hayır. Sonra ben yatmaya gitmiştim ama gece devam etmiş. Taş kağıt makas oynanmış sucuk yenilmiş. Sabah dokuzda kalktık. Ben çantamı toplarken Aleyna mantar sote yapmak üzere ateş başına gitti. Mantar sote ÇOK GÜZEL OLMUŞTU. Hevesle kahvaltımızı yedik. Sonra herkes çadırlarını topladı. Otobüs çoktan gelmişti ve arabaya eşyalar taşındı. Yolculuğa başladık. Herkes kahvaltısını çok güzel etmesine rağmen lahmacuncuda durup yemek yemek istedik. O kadar yemiştik ki dönüşte herkes mayıştı ve otobüsün çoğu uyuyordu kalanlarımız da mobil oyun turnuvamıza devam ettik. Okula döndük bu gezi de bitti derken son dakikada otobüste 2000ler Türkçe Pop fırtınası esti ve gezi bitti.
Aleyna Cingöz, Ezgi Özgen, M. Enes Avukat